2 Mayıs 2017 Salı

Öğretmen Nasıl Olmalı?

    İlgili resim

        Size gerçek bir olay anlatmak istiyorum sevgili okuyucular! Bundan tamı tamına 7 yıl önce bir otobüsteyim. İlçeden şehre yolcu taşıyan otobüsler bunlar, küçük servis arabaları. Her neyse, yanıma bir kadın oturdu. Az gittik uz gittik, laf lafı açtı diyelim. 45-50 yaşlarında hafif toplu, kıvırcık saçlı bir teyzemiz bana bazı sorular yöneltti.

-Öğrenci misin?
-Evet öğrenciyim.
-Lise mi? Kaçıncı sınıf?
-Evet, lise 2.
-Güzel, bölümün ne?
İşte dram burada başlıyor...
  
         Yabancı dil bölümünde olduğumu duyduktan sonra kendinde bu hakkı nereden buldu bilmiyorum ama beni test etme çabası içine girdi. Pardon, benim İngilizcemi. O zamanlar yolun başındayım, bölüme yeni geçmişim, toyum. Benim bildiğim İngilizcenin de diğer bölümlerdeki arkadaşlarımın bildiğinden çok bir farkı yok. Hello, how are you? Fine thanks. Bir de İngilizce'de "tenses" diye tabir ettiğimiz "zamanları" biliyorum. Biliyorum dediysem de yapısal olarak öyle pratik falan yok anlayacağınız. Simple Present Tense; do/does, he/she/it varsa -es takısı vs...

        Benim cevabım üzerine kendisi "İngilizce Öğretmeni" olduğunu söyledi ve hayalimi sordu. O zamanlar öğretmenlik mi yoksa tercümanlık mı diye gelgitlerim vardı, hatırladığım kadarıyla da kendisine tercüman olmak istediğimi söyledim, yıllar geçtikçe öğretmenlikte karar kıldım, neyse bunun ardından ardı arkası kesilmeyen İngilizce sorular sormaya başladı. Tabi ben tedirgin, stres olmuş bir şekilde Allah ne verdiyse aklıma gelen kelimeleri birleştirerek cümle yapmaya çalışıyorum. Kadın benim cümlemi tamamlamamı beklemiyor bile. Kendimce işin altından iyi kalktığımı düşünmüştüm. 5-10 dakika sonra test bittikten sonra ağzından o sözler döküldü.

"Bu İngilizceyle olman çok zor, yapamazsın. Senin tercihlerinin önüne özelde okuyanlar geçer, onlar doldurur oraları. Sen başka bir şeye yönel..."

            Devamındaki cümleleri tam hatırlamıyorum tabii ki ama bunları ima eden, onur kırıcı, hayalleri yıkan, kendini kötü hissetmene sebep olan kirli kelimelerdi. İlk baştaki gülümsemem kalmadı, bir anda gözlerim doldu, kan beynime sıçradı, yüzüm o kadar sıcaktı ki utançtan yerin dibine girebilirdim. Aradan fazla geçmedi, kadın arabadan indi. Kendimi ağlamamak için zor tutan ben, araba son durağa gelince kendimi babamın kollarına bırakıp hıçkırarak ağladım. Ondan sonra daha çok inat ettim ve İngilizceye asıldım. Şuan Çukurova Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü'nden mezunum.

          Bunu yazıyorum çünkü, size iki mesajım var, biri eğer öğretmenseniz kesinlikle böyle bir öğretmen olmayın. Öğrencilerinizi her daim motive eden, cesaretlendiren ve onları ulaşmak istediği yola götüren bir öğretmen olun. Unutmayın, yapamazsın, edemezsin demek bir kişiden vazgeçmek en kolayıdır. Önemli olan zorluklara rağmen her daim yolda öğrencisiyle beraber yürüyebilen bir öğretmen olmaktır. İkincisi, sizlere ey insanlar... Ne olursa olsun kendinize inanmaktan vazgeçmeyin. Kimseye kulak asmayın. Çevrenizde her daim sizi aşağıya çekmeye çalışan ve size inanmayan insanlar olacak, onlara aldırış etmeyin. Size kendinizi kötü hissettiren insanlara sus deme hakkınız var, bunu unutmayın. Eğer isterseniz ve bir amaç uğruna çabalarsanız her şey mümkün, bunu lütfen aklınızdan hiç ama hiç çıkarmayın!

                Bu yolda üç yıl boyunca bizimle uğraşan bizden emeğini esirgemeyen, bize inanan ve bizi her daim iyiye yönelten sevgili öğretmenimiz Gülbin Boğa AKDAĞCIK'a sevgi, saygı ve teşekkürlerimi sunarım. İyi ki varsınız öğretmenim!

6 yorum:

  1. Her meslekte patavatsızlar vardır malesef.Dönüp deseydin keske hala öğrenciyim.Öğrenci ne demek öğrenmeye devam eden dimi.Hic sevmiorum bu tip mesleğine aykiri olan kisileri Ama azimle asılmana sebep olmus Hersyde varmış bi hayr demekki desemmm 💕😄

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Orası öyle tabii ama yine de böyle davranmaması gerekirdi, belki başka biri bu konuşmanın ardından hayallerinden vazgeçebilirdi. Neyse ki bende ters tepti 😄

      Sil
  2. Merhaba, mesajınız çok çok önemli. Öncelikle bir öğretmen sevmeli; sevimli olmalı, içinde kin ve nefret yumağı olmamalı. Başarılar dilerim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle öyle, yorumunuz için teşekkürler...

      Sil
  3. kendini begenmiş insanlar hayatın her yerinde var çok ta takmamak lazım böylelerini ama yaşınız küçük olunca tabi insan daha çok etkileniyor hayırlı mezuniyetler:)

    https://seydiyesilyurt.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler, hemen blogunuzs geliyorum. Bloguma hoşgeldiniz!

      Sil

EĞER TESADÜFEN YA DA HERHANGİ BİR ŞEKİLDE BU YAZIYA ULAŞTIYSANIZ VE OKUDUYSANIZ, LÜTFEN YORUM YAPIN! :)

Yorumlarınızı bekliyorum...
---
Waiting for your comments...